HANİMİŞ MİRAS?

Nerdesin?  Onlarca 'kız sen nerdesin?' mailim birkaç tanede  'nereye kayboldun' yorumum var yazılarımın altında. Demek ki m...

26 Nisan 2016 Salı

SEÇENEKLER

Afrika semalarına ışınlanmadan önce evde çekirdek çitleyip kitap okuma hayalleri kurarken resmen mahremiyet bölgesini beni yine bir işletmecilik macerası buldu. Ancak manyak manyağı çeker misali uzun metrajlı komedi filmini aratmayacak nitelikte karikatüristik sahipleri vardı mekanın. Biri Can'ın kuaförü, aslında efendi bir insan olmasına rağmen, iki karı boşamış 4 kızını geride bırakıp, Mine denen, Levent Kırcanın sarhoş tiplemesinin kadın hali beraber olan Ufuk abi.  Diğeriyse 1 üniverste bitirmiş, yüksek lisans yapmış, üstüne de iso belgeleri almış ama sabah kahvaltısını bira ile açan, 40 yaşında olmasına rağmen 40 kilo, yusyuvarlak renkli güneş gözlükleriyle, sarhoşken kırıp yeniden yaptırdığı için ağzını kapattırmayan ön dişleriyle Mine. Bu paragraftan Mineye taktığımı anlamış olmanız lazım zaten. Kadın vucudumda varolduğundan habersiz olduğum tüyleri bile diken diken ediyor. 

İşime karışmayacaklarına dair yemin üzerine yemin verdikleri  için kolları sıvadım. Sonuçta birisine Can yıllardır kafasını emanet ediyordu. Diğeriyse her ne kadar bazen saçmalasa da eğitimli bir kadındı. Mine nin sadece gelen müşterilerle hoşbeş etmesi ve konsomatris gibi masalarda dolaşması gerekiyordu. Çünkü babadan zengin hiç bir işten anlamayan bir kadın olduğunu baştan çözmüş, bazı insanlar böyledir deyip, kabullenmiştim. 


Oldukça lüks bir sitenin kocaman havuzuna bağlı olan bir kafe burası. 60 dairesinde 3 er  adet karılarıyla, çocukları ve onların bakıcılarıyla beraber 10 kişilik arap haneleri oturuyor. O kadar zenginler ve kalabalıklar ki çarşaf giyip aralarına karışsam beni bulana kadar bir ay yaşarım onlarla. Kafede ben teşrif etmeden önce sadece tost ve çay yapılıyordu. Kolları sıvadım ve firmaları tek tek çağırıp malzeme ve dolap anlaşmaları yapmaya başladım. Sıcak ve soğuk içecekleri, aparetifleriyle 60 çeşitlik bir menü hazırladım. Çok geçmeden egosu beyinciğinden büyük olan Minenin benim işime karışıp, benim yapabildiğim herşeyi kendisininde yapabildiğini gösteresi geldi ama iki sorunu vardı; 1 bu işlerden hiç anlamıyordu, 2, sarhoştu. Ufuk abi siz onu takmayın hasta zaten falan dese de ayağıma dolaşması sinirlerimi gerdi. Zavallı Ufuk abi beni bir hanımefendi sanıyordu ve ben hali hazırda ilk defa beni hanımefendi sanan birini bulduğum için bu imajı kaybetmek istemiyordum. Çaktırmadan el altından bir iki defa Mineyi tersledim ve işime karışmamasını tembih ettim ancak farkettim ki, bana sesini çıkaramasa da biz kafeden ayrıldıktan sonra Ufukla kavga çıkartıp siteyi ayağa kaldırıyormuş. Rezil olmak gibi bir durumu umursamayacak kadar kafası bulanık. Ufuk da itiş kakış sırasında sesini kesmesi için biraz debeliyormuş bunu (tabi buda boş durmayıp ona patlatıyor). Kadına şiddete karşıyım ama bu olay bana pozitif ayrımcılığa daha çok karşı olduğumu gösterdi. Kendimi tanıdım sayende Mine, ebenin sıfatını çay tabağında görürsün inşallah.

Sabahları kafeye geldiğimde bana acıtasyon çekiyordu. Bende salak gibi onu teselli ediyordum. Bütün o kavgaların, bomba ihbarı yapılmış gibi siteyi ayağa kaldırmasının sebebi zaten bizzat benmişim ama hatırlamıyordu sanırım neden dayak yediğini. Resmen kabarenin içine düşmüştüm. 

Cocacola firması ile sağlam bir anlaşma yaptıktan sonra gelen pepsi firmasına bir çay ikram edip kibarca geri çevirecekken geldi yanıma kuruldu ve anlamadığı işlerden saçma sapan konuşmaya başladı. Bu benim işim ve ben çalışacağım firmayı seçtim zaten pepsi bize karlı gelmiyor dediğim halde, kendi borusunun öttüğünü göstermek için zorladıkça zorladı. A) yuvarlak gözlüklerini ağzını sok. B) Oturtuğu koltuğa bağla, koltukla beraber havuza at C) Hanımefendiliğini koru olayı Can'a pasla D) a seçeneğini çok tatlı gelse de uygulama. O zaman C şıkkı. 
Pepsiden gelen arkadaş Minenin işi hiç bilmediğini anladı ve kalktı gitti zaten. Ufuk bir sağlam azarladı, vakıf olmadığın konuya burnunu sokma Mine, diye ve o da sinirlendi gitti. Son olarak Can da Mineyi kenara çekip, Mirasın işine karışma, o bildiği için çağırdınız siz bizi zaten deyince, herkesin beni savunması üzerine,  e bende sessiz kalınca bir güzel patladı bu. Siz hiçbişey bilmiyorsunuz ben daha güzel yaparım, dedi. Can da aldı çantalarımızı ve defolup çıktık allahın cezası yerden. 



Bitti  mi? Nah biter. Ertesi gün ayılmış karı. Özürler dilendi, yapmayın etmeyin dendi. Mine yine yeminler etti ve geri döndük. Çünkü yoğun tempoda emek harcıyorum. Çünkü araplar var ve iyi bir işletmeci olarak paranın kokusunu alabiliyorum. Çünkü güzelim mekan, bağıra çağıra kavga edip servis bile yapmayı bilmeyen, hesap kitaptan anlamayan iki sarhoş arasında rezil olacak. Param yok mu var ama başarıp kazandığım para herşeyden tatlı. Hele ki sıfırdan yaratıyorsam. 

Mekanın tuvaletinde içilen biralara ses çıkarmadım ve her seferinde arkalarından temizlik yapıldı. Lavabolardai küller Minenin her tuvalete girişinde temizlendi. İçmesine niye ses çıkarmıyorum? Çünkü o içmezse ben içeceğim kederden. İçince daha kolay idare edilebiliyor. Dozu kaçırırsa sapıtıyor sadece. Bu sefer dozu kaçırmaya başladı bende yine Can'a paslayıp yasaklattırdım tuvallette içmeyi. Efsunlu mudur nedir çarpılmıyorda. Gerçi çarpık zaten Gollümun makyaj yapmış esmerleşmiş hali. O kadar içmeye ağız yüz kayar tabi 40 kilo kalmış. İnanılmaz  benziyor. Bence önceden güzel bir kadındı. Gollümde öyleydi ona bakarsan.

Nihayetinde afrikaya gitmeden önce alt katına taşındığımız Can'ın Mehmet amcası ve ve Ayşegül yengesi (daha otuzlarında çok kafa insanlar ve Mine ile Ufuğu 10 yıldır tanıyorlar) kafeye ziyaretimize geldiler. Onlar tam gelmeden önce Can vasıtasıyla yine birşeye aşırı burnunu sokuyor diye kibarca paylamıştık Mineyi. Benim sinirlendiğimi anlayan Ufuk abi Mineye eve çıkmayı teklif etti ama Mine herkesin içinde 'Eve gelmem sen benimle sevişmek istiyorsun' diye terslendi. Ağlasam mı gülsem mi bilemedim. Yerin dibi bizi çok seviyor o kesin. Efkarlanmış hasbam. İçmiş içmiş gitmiş Ayşegül'e gel burayı sen işlet bunları istemiyorum demiş. Ufuk abi geldi. Özür diledi ne dediğini bilmiyor dedi takmadım. Sabah olunca nasılsa arayıp geri yalvarıcak git gel yorma beni Minoş. Hayır içmese belki şunu akıl eder; Ayşegül zaten akrabamız hem arkamızdan iş çevirmez hemona söylediğin herşeyi kahkaha atarak bana anlatacak kimi kime geçiyorsun ki zaten iki gün de boğar o seni benim kadar sabırlı değil içmene sçmana ses etmesin. Akşama bize gırgır çıktı diye Ayşegülde hem göz kırpıp hem dinliyor. O bitirdiğin üniversite  kadar başına taş düşsün şekerim. Yüksek lisans için metre metre katrana bulan. İso belgen için de totonu darıya bulayıp, tavuk kümesine kilitlesinler seni.

Ufuk abiyi çektim kenara 'abi  benim gözüm döndü katil olacağım şimdi çıkıyorum yarın ayılsın konuşuruz çekemeyeceğim yarın sabaha yazdığım siparişleri ver ben o saate anca gelirim' dedim. Bu sefer uçtu geldi Mine yanımıza
-Ufuak ne konuşuyosun hakkımda mı konuşuyosun.
-Bende burdayım Mine abla bi müsade et bişey işle ilgili sipariş geçiyorum.
-Sen Sus!
Hani Sevda Demirelin Hande Ataiziye  -ne dedin sen!- eşliğinde attığı bir tokat varya, işte o an taktir ettim o kadını. Yeni idolüm. İlk defa beni azarlama cesaretini gösteriyordu. Normalde her egosu büyük insan gibi bana bulaşmaya korkardı cevap veremezdi ama bugün ejderha yüreği yedi sanırım. Khaleesi olsan kaç yazar Minoş. Seçenekleri değerlendirelim. Bu sefer gözlükler ortalıkta olmadığı için onu pas geç A) Kafasını çay makinesine sok. B) Müşterilerin içindeyim deme atla üstüne C) Can'a pasla Hanımefendiliğini koru D) Kanser ol. D olmaz daha çok gencim. C hiç olmaz o zaman otomatik olarak D de olur. En iyisi B. Oradan da A'ya geçerim artık.
-Bana bak çocuğun muyum ben senin adam gibi konuş!
-Benim hakkımda konuşuyosunuz.
-Başlarım sana da hakkına da. Bir avuç akılla abuk sabuk konuşmanın hangi birinin hakkında konuşayım (gerçekten de o kadar normalleşmişti ki saçmalıkları gülüp geçiyorduk üzerinde durmuyorduk) 2 saattir benim akrabama beni anlatıyosun beyinsiz o bana anlatmayacak mı sanıyosun. 2 gram aklın olsa düşünürsün zaten bunu. Yeter ya bütün gün tuvaletlerden külünü pisliğini temizleyip bi de salak salak konuşmanı çektiğimiz. Elemanların yanında ne sevişmeniz kaldı ne kavga kıyametiniz. Ağlaman zırlaman şikayetin bitmedi.
-İçerim. Ben burayı keyfim için açtım Allaha şükür anam babam arkamda. 
-Ben senin keyfin için çalışmıyorum ne yazık ki. Herkes senin keyfinin kahyası değil kendine gel. 
Göz ucuyla müşterilerin kalktığını farkettim. Bütün gün parfüm ve  nane şekeriyle geziyor ama anlıyorlar içtiğini. Millet mekandan soğumasın diye bedavaya dağıtılan kahvenin tatlının hesabı yok. Dahası Can'ın bana arkadan sarıldığını ve beni tuttuğunu da o an anladım. Heyyyt tutmayın küçük enişteyi. Vurmayacağım zaten deliye vurulmaz Allah baba günah yazar. 
-Kalkın Ayşegül gidiyoruz.


deli mi ne?
Eve geldik ama hala benle dalga geçiyorlar. Sebep de dövmemem. Allahım bi tane akıllı adam yok ki yapma etme kızım desin. Niye dövmedin, iki tane patlatamadın mı diyorlar. Ben ne zaman karakola düşeceğim acaba. Birbirlerine beni anlatıp yerlere yatıyorlar. Sabrımı çok fazla bulmuşlar zaten ne zaman patlayacağım diye bekliyorlarmış. İzlediniz rahatladınız sevgili akrabalarım, kendime benzettiğim kocacığım.

O akşam biz çıktıktan sonra Ufuk Mineyi bir güzel haşlamış. Ertesi gün Ufuk arayıp benden yarım saat özür diledi. Kendisinin de artık Mineyi terketme vaktinin geldiğini söyledi. Şayet kafe işinden zerre anlamadıkları için mekanı ne yapacaklarını da bilemiyordu. Hiç kusura bakma abisi bu yaşta mapus damlarında çürüyemem. Bana elimi Mineye bulattırmayın. Alkol=bütün kötülüklerin anası. Ana=Mine. Ortaokul öğrencilerini toplu halde getirip izletmek lazım gün içindeki halini. Kadın alkole karşı ayaklı kamu spotu. 40 yaşına gel. Hala ana baba parasıyla yaşa. Çocuk doğuramadığın evi hayvanat bahçesine çevir (hayvanlarda aç susuz). İlişkilerinde tutunama ve evleneme, üstüne birde bu kadar iç (içmese de bir garip), al sana herkesten üstün olduğunu sanan ve yaka silkinen bir kadın. Babadan para var hesabı yan gelip yatan, özel üniversitelerde okuyan, karışılmayan, yol yordam öğretilmeden yetiştirilen insan aynen böyle oluyor. Dayak yese de gitmiyor çünkü içten içe biliyor katlanılmazlığını (dayak dediğime aldanmayın bağırmasın diye susturulurken alıyor darbeyi, aldığından çoğunu da iade ediyor.)

Çocuklarımıza en başta insana saygıyı, alt üst ilişkisini, çalışmanın ve alın terinin güzelliğini anlatmalıyız. Onlara iyilik yapmıyoruz bolluk ve bereket içinde büyütürken. Çalışmanın ne demek olduğunu, gerçek hayatta başarmanın zorluğundan dolayı o ekşi ama ağız sulandıran tadını bilmiyorlar. Okumuş olmak bireyi insanlaştırmıyor malesef. Herkesten üstün de kılmıyor. Kıyamayıp her istediğini almak, üzülüyor deyip her dediğini yapmak da hayata tutunmasına zerre kadar yardımcı olmuyor. 
Ömrü boyunca hiçbir şeyin kıymetini bilmeyecek ve hep terkedilen bir kadın olacak Mine. Yalnız ölecek. Ve onu mutlu ettiğini sanan ana ve babası yattıkları yerden pişmanlık duyacaklar ki şu anda da duyuyorlarmış zaten. Allah başka Mine vermesin.







8 yorum:

  1. Gözlerimi faltaşı gibi açtım ve son iki yazını da okudum...
    Kaçırmışım ben bomba haberi...
    Afrika ne bacım yaaa...
    Cesaretini tebrik mi ediyim, şaşırmaya devam mı ediyim bilemedim :)))
    Ama sözkonusu sen olunca neden şaşırdımki ben zaten :))))
    Ne diyim yolun açık olsun, hayal ettiğin gibi olsun herşey :))

    Mineye çok bile dayanmışsın sen... Ben olsam kafa göz dalmıştım...
    Öpüyorum seni :)
    Özletme kendini artık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Afrika olayına bende hala şaşkınım zaten :D Normal olasım var ama olamıyorum :D Mine zaten kendi belasını bol bol buluyor, kendisiyle bir ömür yaşamaya mahkum ona bundan daha büyük bir ceza düşünemiyorum. Bende sizi özledim oytunu öp :)

      Sil
  2. Valla bravo,iyi dayanmışsın. Mine gibiler maalesef her yerden kopuk külot lastiği gibi çıkarlar. Toptan at gitsin,onaramazsın. Ana baba başımıza belâ diye miras bırakıyorlar bunları, üstüne üstün para da var. Terapiste harcasa bari, o mıngırların hayrını görürdü en azından.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorma ya valla dayanmışım toplam da 15 gün falan kaldım orda ama ne karakola düştüm ne adam öldürdüm. Galiba olgunlaşıyoruz. Terapiste gitmez çünkü o hepimizden üstün ve zeki, bizse onu anlamayan salaklarız zannediyor :D Her psikolojisi bozuk insan gibi yani. Bunu da atlattım daha da bişey olmaz bana :D

      Sil
  3. Çok uğraştım Mine'yi kafamda canlandırmak için; Levent Kırca'daki sarhoş adamın kadın versiyonu + Gollumun makyaj yapıp esmerleşmiş hali + Khalessi cesareti. Cık cık çıkartamadım zuzaylı gibi birşey çıktı ortaya evlerden ırak :)
    Ah be Mirasım bütün deliler seni mi buluyor bilemedim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle bi kombinasyon yapmışım ki okuyunca ben bile canlandıramadım kafamda kadını düşün artık. Erkek çocuğu gibi bişey. Saçlarını kısa kestirmiş, zayıflıktan gözleri pörtlemiş. Dişleri Kırılıp yeniden yapıldığı için ağzı kapanmıyor o yüzden konuşması da bi garip. Gerçekten gollüma benziyor. Bide marjinal olmak için motorcu montları giyip tam yuvarlak güneş gözlükleri takıyor. Buldum ya Aysel Gürel in daha çirkin versiyonu. Oh rahatladım.

      Sil
  4. Trajik bie hikayeyi bu kadar esprili bir sen yazardin zatwn :) yasadiklarina üzüldüm canim çok sinir bozucu gerçekten de.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir benim başıma geliyor sanırsam zaten (: Espri yapmasam boğulur kalırım bu delilerin arasında

      Sil